Arama

13 Ekim 2010 Çarşamba

73

Günaydın hala tamamlayamadığım hayatım. Günaydın sefil ben.
Sokağa çıktığımda sicilim her ne kadar temiz olsa da polislerin suratına bakamıyorum. Onlar bilmese de hırsız olduğum gerçeği beni hep rahatsız ediyor.
Hayır, yanlış anlaşılmaktan korkmuyorum ama okuduğunuz yazıyı yalan yanlış algılamanıza izin verip beyninizi işgal edecek değilim.
Yaşadığım eğerti hayatın bana ne kadar saçma geldiğini bilemezsiniz. Benim gibi, yaşadıklarının farkında olan kaç kişisiniz onu da bilmiyorum. İthamlarla dolu olmayacak anlattıklarım. Kimseyi de dürtmeyeceğim.
Okuduğum kitaplardan bilgiler çalıyorum, evet bu benim. Arkadaşlarımdan, beraber olduğum insanlardan lakaplar çalıyorum. Ailemden zamanlarını çalıyorum. Adımı bile onlardan çaldım zaten.
Duyduğum güzel cümleleri çalıyorum. Giyim tarzımı izlediğim filmlerden, müzik zevkimi etrafımdaki insanlardan çalıyorum. Düşüncelerimi yorumculardan, yazarlardan, senaristlerden, filozoflardan çalıyorum.
Doğrularımı çalıyorum. Yapabildiğim bu. Otobiyografi yazmaya çalıştığımda sadece boş kağıt sunabiliyorum insanlara. Yaşımı takvimlerden çalıyorum. Doğum yerimi hastahanelerden, kütüğümü babamdan. Kağıdı doldurabilecek tek doğrum yok.
Dünyanın bir numaralı hırsızı karşınızda, ona merhaba deyin!
Benlik diye bocaladığım zamanlara gidiyor aklım. Benliğimi bulmak için bile okuduklarımı çaldı beynim.
Ne kadar çalışsam da, çabalasam da gün sonunda yapabildiğim tek şey yirmi dört saat çalmak zamandan. Hayatın akışına bile çomak sokuyorum.
İsteyen söylediklerime hak vermeyebilir. Derdim siz değilsiniz, benim. Beynimde dolaşan her şey hırsızlık ürünü.
Bir marketten bir şeyler alabilirim. Gidip başka marketten birkaç şey daha aldıktan sonra kimsenin aklına gelmeyen çok lezzetli ve daha önce denenmemiş bir yemek yapabilirim. Ama bu yemeği de çalmış olacağım, ekmek çalmaktan farkı yok.
Ham madde olmadıktan sonra yaptığım hiçbir şeyin önemi yok aslında bu hayatta.
Kendimi bulmalıyım. Habil veya Kabil olmak önemli değil, Adem olmalıyım!

0 yorum:

Yorum Gönder