Arama

16 Eylül 2009 Çarşamba

34

Basit hayatların hikayelerini seviyorum. Fazla güzel ve dürüst geliyorlar bana.
Basit hayatının ortasındaki karmaşayla yaşayan ayakkabı boyacısının; bir tinercinin hikayesi.
Her gün yaptığı işe gidecek kadar dünyanın en boktan balçığından geçmekte ve ayakkabı boyası sandığının başına gelene kadar şunları demekte:
-Şu ana kadar her şey yolunda. Önemli olan bıçağın saplanması değil, nereye girdiğidir!
**
Yine sikik bir sabah, sikik başlangıç! Hayatım boka sarıyor, götünü saran orospuların deliğinin genişlemesi gibi.
Artık klozete işeyemez oldum, ağzına kadar bok dolu. Yüzümü yıkadığım yere işiyorum, bu da suratımı sidikle temizlediğim hissi veriyor bana. Siktir be! Bu fare ölmemiş miydi?
Başım çatlıyor, zengin piçleri gibi kokain içmek isterdim ama ot bile saramıyorum. Nalburlar legal torbacılar, seviyorum ibneleri.
Odama döndüm, mutfağa gitmeme gerek yok. Dolap ve iskemle dışında var olan, dolaşan hamamböcekleri. Bir de üç yıldır mutfağın bir parçası olarak gördüğüm, hamamböceklerini yemek veya sıçmak dışında yerinden kıpırdamayan piçoz var. Garip bir kedi, ona daha güzel isimler takmayı düşündüm ama davranışları Piç Rıza'ya benzediği için ve oldukça çirkin olduğu için buna gerek duymadım, zaten o da benimsedi.
Dışarıya çıkmalıyım. Yine yolda halı yıkayan karıların arasından geçeceğim, belki bir kaç piç döverim.
Her sabah bu son diyerek çekiyorum yine tineri ama dünya ayık kafa gitmiyor. Uzlaşamıyorum insanlarla, çoğu zaman süslü laflar duyuyorum, algılayamıyorum. Daha zeki olabilseydim belki küfür etmez, hatta adam bile dövmezdim.
Her sabah köşedeki GBT memurunun bana şerefsiz muamelesi yapması sinirimi bozuyor. Temiz suratlı şerefsizlerin suratlarında kalıcı hasar bırakma isteği var içimde, benim gibi yaşamalarını istiyorum.
Temiz giyecek arıyorum ama bulamıyorum. Güzel bir dolabım olsaydı, ve içinde güzel kıyafetler. O zaman okuma öğrenmeye karşı isteğim bile olabilirdi içimde. Ama ölmüş bir arı, iskemle, yırtık ve yamalı kıyafetlerin olduğu; yerde minderlerden yatak ve tahta kurularının yediği cilaları gitmiş ahşap doğrama yer kaplamasının olduğu bir odada yaşarken insanın beklentileri artmıyor.
Odamdaki tek ses pencerede cam yerine çivilenmiş poşetlerin hışırtısı. Kışlar zor geçiyor, hep yaz olmalı.
Manyak karı da uyandı. Babam hapise girdiğinden beri elini bir boka değdirmeyen bir annem var. Bazen ortalıktan kayboluyor, ama ne yazık ki bugün evde. Beni görmeden ve küfürleri sıralamadan evden çıkmak istiyorum.
**
Merak etmiyorum ne olacağımı, büyük bir ihtimalle iki üç piçin kavgasına karışıp öleceğim. Merak ne güzel şey, güzel şey merak diyor panolar. Süslü ve garip kuklaların iğrenç, sahte gülüşlerinin olduğu panolar. 3G'ye yeni sahip olmuş insanlar, Göt, güven, garez... Parayla alınmayacak şey yokmuş!
Çaldığım televizyonlardan birinde bir program izlemiştim. Hayatımda para için en çok ağlayan dalkavukları orada görmüştüm. Hamdi denen göt herkesin kendisini yalamasından ne çok mutluluk duyuyordur!
Var mıyım yok muyum? Yokum! Gelecekte olmayacağım. Zaten kutumda da büyük hissetmiyorum, umutlarımın hepsi küçük ve basit.
**
Sandığın başındayım.
-Abi boyayalım?
Cevap bile vermedi! Abi deyince kendini adam sanan köpeklerin cenneti burası. Tek başına bir köşede kıstırsam korkusundan karısını bile verir bana boktan hayatını devam ettirebilmek için.
-Abi boyayalım?
Güldü. Converse boyanmazmış. Genç insanlar daha çekilir, en azından anlamaya çalışanlar çıkıyor. Ama yine de benden güzel hayatları olduğundan bir köşede götlerini şişlememem için hiçbir sebep yok.
-Abi boyayalım?
Pis olmasını istiyormuş, moda buymuş. Gerizekalı dolu burası. Ayağımda pis, yırtık ve mantarlı bir terlik var. Ama onlar adam sayılıyor, yanlarında bir sürü kız var! Nefretim artıyor.
-Abi boyayalım?
Akşam oldu. Tinere yetecek kadar para kazanabildim. Fazla sinirli ve sıkıntılıyım. Mahalleden bir kaç arkadaşı mı alsam? Bir kaç kişiyi döver, sonra kafaları çekeriz.
**
Ev yine karanlık. Evin boş olması odama gitmemi rahatlatıyor. Güzel kavgaydı. Adamın burnu kırıldığında altına işemesi hoşuma gitti, sanırım hiç dayak yememiş. Adımlarımı istediğim yerlere atamıyorum, kafam uzun zamandan beri bu kadar iyi olmamıştı. Zaten bir züppenin hayatını sikip, tiner çektiğimde inanılmaz haz duyuyorum.
Yatağa devrildim. Devrilmiş bir hayatın son günü.
Yarın... Filmin sonu.

0 yorum:

Yorum Gönder