Arama

10 Haziran 2009 Çarşamba

12

Batıl inançlarım olmadı hiç.
Kötü şans getirir diye kara kedi tekmelediğimi hatırlamıyorum. Veya baykuş sesi duyunca ölüm haberi beklemişliğim de yok.
Kader veya kısmet işlerine de bakmadım pek, inanması zor geliyor bana. Dara düşünce, bir şeyler ters gidince hayat, mukadderat, kısmet, kader gibi kelimeler barındıran cümleler kurmadım ve etrafımda kurulmamasına özen gösterdim bugüne kadar. Hep insanın kendi yaşadıklarını kendisinin tayin edeceğini düşünüp buna göre davrananlardan oldum ve genel davranışlarımda bu sebepten ötürü pişmanlık duymadım.
Geçmişime bakıp kaderimi sikeyim desem benim acizliğim olacaktı. İşin kolayına kaçmış, sinmiş, hayattan beklenti uman bir zavallı olacaktım. Evet böyle insanlar hep zavallı gibi geliyor bana. Aciz yakarışlarla bir yerlerden medet umuyorlar, çünkü kıçlarını kaldırıp bir şeyleri başarabilmek adına atacak adımlarından korkacak kadar sünepeler.
Ve inançlı olduğunu iddia ederler bu kişiler, %80'ine inanmam. Müslümanlıkta kadercilik kavramı var olduğundan böylesi işlerine geliyor diye düşünüyorum, aksine de inandıramazsınız.
İnançlı geçinen bir çok korkakla kendimi kıyaslıyorum. Kim erdemli diye değil, zira öyle insanların erdemlerinin olmadığına veya gömüldüğüne eminim.
Hata yapıyorlar, hayatları ters gidiyor ve yafta hazır... Kader! Sonra dönüyorum ve kendime bakıyorum. Dersten zayıf aldım, çalışmadım diyorum. Üniversiteyi kazanamadım, çalışmadım.
Aslında ne kolay ağlayıp kader demek, arkama bakıp hayıflanmak... Ama sonuçlarına katlanmam gereken şeyleri ben yaptığım için hiçbir zaman geriye dönüp gözyaşı dökme ihtiyacı duymadım.
Dedemin alkol ve sigara kullanıp akciğer kanserinden ölmesinin neresini kadere bağlayabilirim ki? Veya kemer takmayıp 100 kilometre hızla viraj dönmeye çalışan biri için
onu kader aldı aramızdan demek ne kadar sağlıklı olur?
Kimseye de sorunlarla soruları içinde aramalarını tavsiye edemem, kader işte öyle yaratılmışlar!

0 yorum:

Yorum Gönder