Arama

11 Ocak 2010 Pazartesi

45

Burada işim kalmadı... Aklımda kalan tek replik.
Ucuz ve kalitesiz filmin baş kahramanı olmak canımı sıkıyor. Senaryoyu ilk gördüğümde umutlanmamış değildim, ama tam bir fiyasko. Bir de benim iğrenç oyunculuğum eklenince... Rol yapmaktan hep nefret ettim.
Kendim olmam yetecekti hesapta, buna kanmıştım aslında. Ama bütün oyuncular rol yapmaya kalkınca kendim olmayı unuttum.
Olması gerektiği gibi mi başlamıştı film, hatırlamıyorum, gala başlamadan reklamları izlerken uyuyakalmışım. Ortasında bir çığlıkla uyandım, işte ben varım perdede.
Sokağa çıkıyorum, asfalt bana gülüyor. İğrenç bir gülümseme bu, ağzı kokuyor sokağın.
Haykırıyorum. Burada işim kalmadı! Filmin salak espriler yapan karakteri yanımda, elime bir süpürge tutuşturuyor. Al sana iş, yerleri temizle!
Emir almaktan nefret ediyorum, ama yapacak daha iyi bir işim yok. Sokağın köşesinden başlıyorum.
Yerler tertemiz, siliyorum; yerler kabarıyor. Çöp kovam doldu tek süpürge darbesiyle. Kelime dolu kovamın içi. Kurduğum samimi cümleleri oluşturan kelimeler bunlar. Hepsini yere serip bakıyorum, kokudan burnum eriyor.
Çekim uzun sürdü, hala devam ediyor, devam filmi için. Ama serinin ilk filmi o kadar anlamsız ki... Senaryo fiyasko, oyunculuk berbat. Devam filmlerinin, ilk filmin kalitesiz kopyası olduğu geliyor aklıma, gözlerim doluyor.
Burada işim kalmadı.
Anlıyorum bunu, henüz final sahnesi gelmeden yerimden fırlayıp makina odasını ateşe vermek geliyor içimden.
Kelimeleri okuyorum. Yorgunum; lanet çöplük geçmişimi hatırlatıyor bana. Kenardaki mazgal ağlıyor, onun haline canım yanıyor. Ağlamak istiyorum ama gözlerim yok yerinde. Bileklerimi kesiyorum, vücudum ağlıyor mazgalla beraber.
Birkaç yan karakter geliyor yanıma, basit replikler sıralanıyor. Hepsiyle bir macera yaşıyorum. Onlarlayken bileklerim ağlamayı kesiyor.
Burada, sizinle işim kalmadı!
Belki de en güzel replik budur, hafızamdan çıkıvermiş, hafızamı kemirdi yan karakterler. Filmi geriye sarıyorum beynimde. Mazgaldan çıkan farelerle çekilmiş bir filmde oynadığım geliyor aklıma. Hiçbiri rol yapamıyor, lanet fareler.
Oskar ya da herhangi bir ödül beklentim yok artık. Küfür yemezsem, suratıma bakıp iğrenç sarı dişlerinin arasından salyalarını akıtmazlarsa kendimi başarılı sayacağım.
Film bitti. Alkış zaten beklememiştim, ama herhangi bir ayak sesi bile duymadım. Etrafıma bakıyorum, benden başka kimse yok. Kendim çektim, kendim oynadım, kendime oynadım; gülüyorum anlamsızca. Çıkıyorum salondan, cep telefonuyla bile fotoğraflayan yok beni. Gidiyorum soğuk odama, devam filmini bitirmeye.
Geçen yıllardan bir aktör geliyor aklıma. Sabah yataktan kalkmazsam onun gibi aynı gün içinde farkedilmeyeceğim biliyorum. Kokudan rahatsız olan komşular beni şikayet edecek büyük bir ihtimalle, olsun.
O aktör gibi, beynimi çıkartıp yaksam, sonunda kemik yığını olsam... Neden olmasın; belki bu sefer oskar alırım!

0 yorum:

Yorum Gönder