Arama

29 Aralık 2009 Salı

39

Dinliyorum.
Konuşmayı sevmiyor, dinliyorum. Beynimi sakince parçalayan müziği, bazen tonlarca mermer ağırlığındaki düşüncelerimi.
Oturuyorum zihnimdeki sandalyede, karşımda Gökhan. Susuyor, aksime hiç gülmüyor. Oysa ben ota boka gülerim ve Gökhan'ın bu sessizliği canımı sıkıyor. Beynimin odası kitap sarısı, kokusu rutubet. Tek sandalyeden başka oturacak yer yok, sormadım bile ona; ben oturdum. Zaten Gökhan oturmayı da sevmez, şu an ben rahat olduğum için rahatsız oluyor biliyorum, ötesi yok.
Ezelden beri sevemedik birbirimizi. Ne Gökhan benden haz eder, ne ben O öldüğünde üzülürüm. Belki de ikimizin tek ortak noktası can sıkıcı olmamız.
Soğuk havayı sevmiyorum, buz gibi şu an beynim. Bunun sebebi O, kendimi suçlamak hoşuma gitmiyor; suskunluğu iliklerimi donduruyor. Tek başıma kalmayı sevseydim Gökhan'a ihtiyacım olmazdı. Yılan oldu, su çekilmiyor bir türlü, ciğerlerim tuzlu suyla kurumasın diye içimi Gökhan'la kurutmayı yeğledim.
Bir sigara aldım dudaklarıma, çakmağı Gökhan yaktı şeytan gibi gülerken. Benden kurtulmayı, en az ondan kurtulmam kadar istiyor. Sigarayı sevmez O, kendinden başka kimseyi sevdiğine şahit olmadım. Bir kere bile konuşmadı, hareketleriyle etkiliyor beni.
Odanın köşesinde bir çatlak, fareler doluşmuş çatlaktan taşan beynimi kemiriyorlar. Asabiyetimin sebebi bu küçük sıçanlar -Gökhan'ın cebinde bir kalıp peynir!
Çatlaktan dumanlar çıkıyor, damarlarımdan nikotin akıyor. Yorulduğumu hissettiğimde Gökhan cebinden güneşi çıkartıyor. Akşam olsun istiyorum, evime gideyim, kurtulayım buradan. Oda buğulanıyor, değişiyor. Gözümü kırpıyorum, çöldeyim.
Donuyorum burada, güneş her yerimi kavururken parmaklarımın donduğunu hissediyorum, arkamda Gökhan hala gülüyor. Susadım, hiç olmadığı kadar. Vücudumun buruştuğunu hissediyorum.
Kar yağıyor, güneşi gölgeliyor. Gökhan hala gülüyor, suratı asılır sandım ama o aksine daha çok gülüyor; iğrenç bir canavara dönüştü. Kar tanelerini tutuyorum avuçlarımda, ağzıma atıyorum... Tuz bu! Tüküremeyecek kadar tükendiğimi hissediyorum, tüm okyanusun tuzu ağzımda, Gökhan'ın cebi ıslak. Ağız dolusu küfrediyorum, kahkaha atıyor Gökhan.
Sürünüyorum, dizlerim eklem yerlerinden ayrılıyor; beynimden çıkacak bir yer arıyorum ve o an hücrede buluyorum kendimi. Gökhan'ın gözlerinden başka bir şey yok burada, bırakmıyor peşimi. Kapının altından bir ışık, yemek geliyor önüme. Kabın içinde bir hareket, Gökhan yine neşeli. Böcekler var tabağın içinde, kusuyorum. Bu sefer yere değil, Gökhan'ın suratına. Sinirlendi, sustu, deli gibi davranmaktan vazgeçti. Rahatlattı bu biraz beni. Uyumalıyım, kapattım gözümü. Yarın'ı düşünüyorum, bir yıl geçiyor, Gökhan'ın elinde Dünya.
Güzel şeyleri aklıma getirmeye çalıştıkça Gökhan buna engel oluyor. Gökhan, kendisini düşünmemi istiyor, acı çektiğimi izlemek istiyor.
Gökhan sinir bozucu, sıkıcı, başkaları mutlu olduğunda kusuyor, rahatsız oluyor. Yenildim, avuçlarında beynim var görüyorum.
Yalnızlığımı geri istiyorum şimdi, Gökhan olmasa nasıl olurdu diyorum. Yavaşça gülümsemesinin eridiğini farkediyorum. Hayatını değiştirmeyi bilmiyor, Gökhan lanet bir herif, aksini gösteremediği için rahatsız oluyor, yavaşça tükeniyor. Tek zaafı kendisi, belki de hep o zayıftı, beni kullandı!
Gökhan olmasa nasıl olurdu diye düşünüyorum, kitap sarısı odaya geri dönüyoruz. Gökhan'ın ceketi yırtılmış. Gökhan yokken yanımda kim olur diye düşünüyorum, tek başıma da eğlenebilirim diyorum; Gökhan'ın ceketi parçalanıyor, fareler birbirlerini kemirmeye başlıyor. Hepsi teker teker ölürken Gökhan çıplak kalıyor. Şimdi sinir bozucu değil, bir zavallı Gökhan. Mutluluğu düşünüyorum, avucuma su akıyor.
Gökhan olmasa diyorum O ağlarken. Tavanda asılı bir ip, tam altında iskemle. Gökhan yok olsun diyorum. Yattığı yerden kayboluyor Gökhan. Şimdi iskemlenin üstünde, boynunda bir ip ağlıyor.
Ayağım iskemlenin ayağında. O'nun bu halini biraz daha izliyorum, kendimi Gökhan'ın gözlerinde görebiliyorum. Yer değiştirdik, yerin dibinde Gökhan; tepeden bakıyorum ona.
Ağlıyor, hıçkırıyor. İlk ve son kez sesini duyuyorum:
- Seni seviyorum!
- Peki bu bilgi gerçek hayatta ne işime yarıyor?

0 yorum:

Yorum Gönder